Can Yücel - Biraz değiştim

Thread: Can Yücel - Biraz değiştim

Tags: None
  1. Jzh's Avatar

    Jzh said:

    Default Can Yücel - Biraz değiştim

    Could somebody translate it for me? Thank you in advance

    Can Yücel - Biraz değiştim

    Biraz değiştim,
    Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar…
    Değiştim,
    Unutamadığım sözlerinin arasında sıkışıyorum,
    Bir yanım kendimi kolluyor bir yanım seni
    Ben benimle savaşıyorum,
    Seninle değil!
    Sonucu kılıcı kuşananından belli olan bir savaşın
    Ne kazanabileni ne de kaybedeniyim,
    Sorun değil!

    Elbet alışırım,
    Biraz alıştım,
    Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar,
    Alıştım,
    Varlığını istemediğim tüm eksik yanlarıma,
    Ve çokluğunu da yokluğunu da istemediğim bu iki arada bir derede duyguya alışıyorum,
    Bir yanım bırak diyor bir yanım –ma,
    Kesin değil!

    Henüz tanıştım,
    Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar,
    Tanıdığımı sandığım bana daha da yakınım artık,
    Duvarlara anlatırken öğrendiklerim kendi hakkımda,
    Ve aynalara ağlarken gördüklerim kendi tarafımda…
    Bir yanım memnun oldum diyor, bir yanım tanıyamadım daha,
    Samimi değil!

    Bir hayli kırıldım,
    Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar,
    Canıma batan her halin felç gibi indi bedenime,
    Gözlerimden tut da ciğerime kadar kırgınım!
    Aslında ne sana, ne olanlara…
    Kendime kırgınım…
    Maziye hiç değil, an’a kırgınım.
    Anlatamadığım, anlayamadığım masalların bana yaptıklarına,
    Dinlediğim şarkılarda bana seni anlatan şarkıcılara,
    Beni anlamadığın kelimelerin bana her şeyi anlatıyor gibi geliyor oluşlarına…
    Bir hayli kırgınım…
    Beni ben kırdım oysa,
    İyi değil!

    Galiba yoruldum,
    Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar,
    Kendime kalbimi kanıtlamaktan,
    Ve kanıtladığıma kendimi inandırmaktan,
    Ve dahası kocaman bir sahada tek başına koşmaktan yoruldum...
     
  2. ercmnt said:

    Default

    Can Yücel - Biraz değiştim // i ve changed a bit

    Biraz değiştim, // i ve changed a bit,
    Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar… // as (much as)everything, as everyone, as you
    Değiştim, // i ve changed
    Unutamadığım sözlerinin arasında sıkışıyorum, // İ am becomming tightly wedged between the words you said/gave
    Bir yanım kendimi kolluyor bir yanım seni // One side of me is watching/caring for myself, one side for you
    Ben benimle savaşıyorum, // i am fighting with myself
    Seninle değil! // not with you
    Sonucu kılıcı kuşananından belli olan bir savaşın
    Ne kazanabileni ne de kaybedeniyim, // i am neither the winner nor the defeated one for a war, which the result was known before, because as we saw who girded himsef with a sword.
    Sorun değil! // it is no problem

    Elbet alışırım, // certainly i will get used to
    Biraz alıştım, // i got used to it alittle
    Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar, // as (much as) everything, as everyone, as you
    Alıştım, // i got used to
    Varlığını istemediğim tüm eksik yanlarıma, // to the missing parts of me which i dont want them to exist
    Ve çokluğunu da yokluğunu da istemediğim bu iki arada bir derede duyguya alışıyorum, // and to the unsure/unpleasant feeling that i dont want to be neither much nor less
    Bir yanım bırak diyor bir yanım –ma, // one side of me is saying let it go, one side no/dont
    Kesin değil! it is not sure

    Henüz tanıştım, // i ve just met
    Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar, // As (much as) everything, as everyone, as you
    Tanıdığımı sandığım bana daha da yakınım artık, // now i am more close to me that i thought i knew
    Duvarlara anlatırken öğrendiklerim kendi hakkımda, // as i was telling/teaching/talking to the walls, what i learnt was about myself
    Ve aynalara ağlarken gördüklerim kendi tarafımda… // as i was crying to(infront of) the mirrors, what i saw was by myside
    Bir yanım memnun oldum diyor, bir yanım tanıyamadım daha, // one side of me is saying that i am pleased to meet you, other side is saying i couldnt know you well
    Samimi değil! // it is not sincere

    Bir hayli kırıldım, // i felt broken/hurt
    Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar, // as (much as) everything, as everyone, as you
    Canıma batan her halin felç gibi indi bedenime, // Every mood of you that hurted/sank my heart, hit like a stroke/paralysis to my body
    Gözlerimden tut da ciğerime kadar kırgınım! // İ am hurt/broken from my eyes till to my liver
    Aslında ne sana, ne olanlara… // basically neither you, nor them
    Kendime kırgınım… // İ am sad/angry with myself
    Maziye hiç değil, an’a kırgınım. // i am sad/angry at now, not atall for the past
    Anlatamadığım, anlayamadığım masalların bana yaptıklarına, // (angry) at what the fairy tales that i cant tell, that i cant understand did to me
    Dinlediğim şarkılarda bana seni anlatan şarkıcılara, // at the singers who tells me about you in the songs they sing
    Beni anlamadığın kelimelerin bana her şeyi anlatıyor gibi geliyor oluşlarına… at the words which you dont understand but they seem like; for me they are telling everything
    Bir hayli kırgınım… // i am sad/angry much
    Beni ben kırdım oysa, // However it was me who made myself sad/angry
    İyi değil! // its not good

    Galiba yoruldum, // i think i am tired
    Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar, // as (much as) everything as everyone as you
    Kendime kalbimi kanıtlamaktan, // of prooving my heart to my self
    Ve kanıtladığıma kendimi inandırmaktan, // and of making myself beleive in it
    Ve dahası kocaman bir sahada tek başına koşmaktan yoruldum... // and more of it i am tired of running in a big field alone...


    Ufff that was in a short time and i am sure full of mistakes...
    İ ll be glad to be corrected
    İ hope it helps
    Last edited by ercmnt; 11-04-2011 at 07:56 PM.
     
  3. Jzh's Avatar

    Jzh said:

    Default

    ercmnt, amazing translation I got it clearly. thank u so much for your time and translation!
     
  4. bugmenot2 said:

    Default

    here is the original text(poem):


    … DEĞİL!

    Biraz değiştim,
    Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar…
    Değiştim,
    Unutamadığım sözlerinin arasında sıkışıyorum,
    Bir yanım kendimi kolluyor bir yanım seni
    Ben benimle savaşıyorum,
    Seninle değil!
    Sonucu kılıcı kuşananından belli olan bir savaşın
    Ne kazanabileni ne de kaybedeniyim,
    Sorun değil!

    Elbet alışırım,
    Biraz alıştım,
    Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar,
    Alıştım,
    Varlığını istemediğim tüm eksik yanlarıma,
    Ve çokluğunu da yokluğunu da istemediğim bu iki arada bir derede duyguya alışıyorum,
    Bir yanım bırak diyor bir yanım –ma,
    Kesin değil!

    Henüz tanıştım,
    Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar,
    Tanıdığımı sandığım bana daha da yakınım artık,
    Duvarlara anlatırken öğrendiklerim kendi hakkımda,
    Ve aynalara ağlarken gördüklerim kendi tarafımda…
    Bir yanım memnun oldum diyor, bir yanım tanıyamadım daha,
    Samimi değil!

    Bir hayli kırıldım,
    Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar,
    Canıma batan her halin felç gibi indi bedenime,
    Gözlerimden tut da ciğerime kadar kırgınım!
    Aslında ne sana, ne olanlara…
    Kendime kırgınım…
    Maziye hiç değil, an’a kırgınım.
    Anlatamadığım, anlayamadığım masalların bana yaptıklarına,
    Dinlediğim şarkılarda bana seni anlatan şarkıcılara,
    Beni anlamadığın kelimelerin bana her şeyi anlatıyor gibi geliyor oluşlarına…
    Bir hayli kırgınım…
    Beni ben kırdım oysa,
    İyi değil!

    Galiba yoruldum,
    Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar,
    Kendime kalbimi kanıtlamaktan,
    Ve kanıtladığıma kendimi inandırmaktan,
    Ve dahası kocaman bir sahada tek başına koşmaktan yoruldum!
    Aslında ne pişmanım ne de pes ediyorum,
    Sadece beni kaybettikçe seni kaybediyorum,
    Şu kalp denen, beni bana sorgulatıyor artık,
    Ki seni sorgulamamasını nasıl beklerim,
    Toprağa bakan yanım senden zaten ayrı,
    Sana bakan yanımsa toprakla aynı,
    Ne yaparsan yap gördüğünün seni görmesini bekleyemezsin,
    Gözlerim yorgun, dudaklarım hissiz,
    Dokunulmadan geçen yıllar bana ağır,
    Sarılmadan geçip giden uğurlamaların kavuşmaları hep beklentisiz,
    Söyleyemediklerini söylesen de şimdi, sesine aşina yanım onca sessizlikten sonra artık sağır!
    İsteyerek değil!

    Çok çalıştım,
    Paylaştığımız hayatımızda bıraktığın onca üstü kapalı “git” izine,
    Beni yerle bir eden kendince açık olan her tepkine,
    Ve bence bana tanımadığım bir adamı göstermene rağmen,
    Gitmek için, bitmek için, sana huzur vermek için çok çalıştım,
    Daha önce de gitmiştim, kendi isteğimle!
    Anladım ki daha önce sevmemiştim,
    Çok çalıştım inan,
    Değişen yanımın aslında hep aynı olduğunu göstermeye,
    Her defasında daha da tozlaşan canımı kırmadan korumaya,
    Ve alışmaya kendime, bu gözgözü görmez dumanlı halime,
    Çok alışmaya çalıştım hem de,
    Tanıştım seninle doğan yanımla da ölen yanımla da,
    Birini yaşattım, yaşatıyorum da hala ama diğerinin ölmesine engel olamıyorum da!
    Yorulmak dinlenmekle geçmiyor,
    An be an çöküyor insanın içindeki güç,
    Işığı sönüyor, beyaza dönüyor rengi gitgide, hissizleşiyor,
    Ne yormak istedim seni ne de yormak kendimi,
    Çok çalıştım,
    Gitmeye de kalmaya da,
    İkisi de aynı acı,
    Kolay değil!

    ÇiselOnatİ
    Last edited by bugmenot2; 01-16-2017 at 03:53 AM.