Fahriye evcen - sen yarim idun

Thread: Fahriye evcen - sen yarim idun

Tags: None
  1. Mala Masal said:

    Default Fahriye evcen - sen yarim idun

    Can someone translate in english the song SEN YARIM IDUN from a movie "Evim sensin" sung by Fahriye Evcin


    SEN YARIM IDUN

    sen gülüm idun
    sevduğum idun
    söz vermuştuk ölümüne
    sen benum idun.!

    alnimiza yazildi yar
    bu kara yazi
    söz vermiştuk tutamaduk
    biz sözümüzü.

    bedduam olsun beni hiç unutmayasun
    ölene kadar sevduğum yarsız kalasun
    unutamam artık seni hep seveyrum
    senun içun yar öleyrum..

    sen yarim idun
    sevdalim idun
    ölesiye sevdum seni
    her şeyum idun..

    kader böyle ayirdi bak yollarimizi
    ne yapalum kuramaduk yar yuvamuzi
    görüyorum bu aşk beni senide yakar
    ayrı düştük seninle yar sonsuza kadar

    o güzel gözlerine doyamayorum.
    artık yeter senin içun ağlamayarum
    o güzel gözlerine doyamayorum.
    her şey bittu senin içun ağlamayarum.
     
  2. moonlight89 said:

    Default

    SEN YARIM IDUN...you were my lover

    sen gülüm idun...you were my rose
    sevduğum idun...were my lover
    söz vermuştuk ölümüne...we had a deal to death
    sen benum idun.!...you were mine

    alnimiza yazildi yar...it's my fate dear
    bu kara yazi...this cursed destiny
    söz vermiştuk tutamaduk...we had a deal but could't keep it
    biz sözümüzü...couldn't keep our promise

    bedduam olsun beni hiç unutmayasun...it's my curse...hope you'll never forget me
    ölene kadar sevduğum yarsız kalasun....you'll have no lover till you die dear
    unutamam artık seni hep seveyrum...I can never forget you now...always love you
    senun içun yar öleyrum..dyin for you dear

    sen yarim idun...you were my lover
    sevdalim idun...were my lover
    ölesiye sevdum seni...I love you to death
    her şeyum idun..you were my everything

    kader böyle ayirdi bak yollarimizi....see fate split up our worlds
    ne yapalum kuramaduk yar yuvamuzi...what's done is done..we couldn't make a home
    görüyorum bu aşk beni senide yakar...I see this love hurts both you and me
    ayrı düştük seninle yar sonsuza kadar...we are separated forever dear

    o güzel gözlerine doyamayorum...I glut my eyes on your beautiful eyes
    artık yeter senin içun ağlamayarum...enough! I don't cry for you anymore
    o güzel gözlerine doyamayorum...I glut my eyes on your beautiful eyes
    her şey bittu senin içun ağlamayarum...it's over now..I don't cry for you
    Al Aleb Ghaleb
     
  3. Mala Masal said:

    Default

    Thank you so much moonlight89....I'm looking forward to see the movie in November
     
  4. moonlight89 said:

    Default

    I haven't heard abt the movie yet but it just feels so right when you know what lyrics tell you
    Al Aleb Ghaleb
     
  5. Mala Masal said:

    Default

    It's Ozcan Deniz's movie,coming to the cinema 2.11.2012.

    http://www.youtube.com/watch?v=d2IyErgdqCU

    http://www.facebook.com/evimsensin


    I read some coments comparing the movie with "Sweet november"...hope it won't be a tragic story
    I don't speak turkish and google translater is not very good -can't understand the meaning of the sentences... most of the time they don't make sense...
    Thanks again
     
  6. moonlight89 said:

    Default

    thank you for the linx
    actually the Turks copy everything...even the poor Sweet November haha
    I saw the Sweet November but didn't like that much
    seems you are a fan of romance
    btw I'm here for help in Turkish anytime...google translate sucks!!!
    Al Aleb Ghaleb
     
  7. Mala Masal said:

    Default

    Well,I am romantic...a little bit
    I didn't like Sweet november at all (in fact I don't like american cinematography much)....because it was too melodramatic and predictable...that I don't like in a movie...
    I became fond of turkish drama and mentality because there's always a soul beneath the surfice,they are sincere and passionate in everything they do-even when I don't understand or approve actions of the characters ... and I love their music
    I'll probably need more help with the lyrics so...talk to you soon
     
  8. moonlight89 said:

    Default

    sorry I'm late to respond but I was busy with guests
    I agree with the idea that Turkish movies have some sincerity but trust me we damnly copy the west
    especially our serials.....grrrrr! they're nuts
    as for music,we have talented singers though all we need is to be much more productive
    here I am for any help any time
    Al Aleb Ghaleb
     
  9. Mala Masal said:

    Default

    Hello again,moonlight89
    Is it possible that you translate an interview?
    It's an interview with Ozcan Deniz about filming a movie "Araf" (Somewhere in between)...I would appreciate it...thank you


    Yeşim Ustaoğlu’nun son filmi ‘Araf’ 21 Eylül’de vizyona giriyor ama öncesinde ‘Venedik Film Festivali’ne gitti. Otobüslerin dinlenme tesislerinde çalışan iki gençle, bir kamyon şoförünün hikayesinin anlatıldığı filmde kamyon şoförünü Özcan Deniz canlandırıyor. Rolü için kilo alıp sigara içmeye başlayan Özcan Deniz ile bu değişimi konuştuk.

    - Yeşim Ustaoğlu ile yollarınız nasıl kesişti?
    - Beni farklı bir bakış açısıyla seyirciye sunup zorlayacak, farklı yönlerimi ortaya çıkaracak bir yönetmenle çalışıp, bu tarz bir dil kullanacak bir filmin içinde olmayı çok istiyordum. Tam öyle bir dönemde senaryo geldi. Okur okumaz görüştük ve çekimlere başladık.
    - Kamyon şoförünü canlandırdığınız rolünüz için nasıl bir hazırlık yaptınız?
    - Her şeyime dikkat eden bir adamken kendimi saldım. Altı ay kuaföre gitmedim, sakal bıraktım. Ve hatta sigaraya başladım. Ama günde en fazla yarım paket içiyorum. 21 yıldır bu piyasadayım kendimi en fazla bu işte kirlettim. Başka kötü alışkanlığım yok; bunu da bırakacağım.
    - Şoförlerle çalıştınız mı?
    - Tabii Yeşim’le birlikte şoförlerle görüşmeye gittik. Hepsinin elinde tespih, çay ve sigara vardı. Vücut dillerine çalıştım. Örneğin kamyondan indiklerinde sırtlarını düzeltiyorlardı. Bir de genellikle göbekliler. Bu yüzden bol bol un helvası yedim.
    - Mahur karakteri neredeyse hiç konuşmuyor. “Yakışıklı adam baksa yeter” mi diyorlar?
    - Sinema pirüpak güzellik yerine karizmayı daha çok seviyor. Çirkinlik sinemada daha kıymetli.
    - Hiç konuşmayan bu adam aşkı ve cinselliği nasıl yaşıyor?
    - Kamyon şoförlerinin cinsel hayatları, insan ilişkileri yollarda geçiyor. Her şeyleri daha bir ağır kanlı. Bu adamın aşkı da biraz ihtiyaçtan doğuyor.
    - Özelinizde de aşkı filmdeki gibi bakarak mı anlatırsınız?
    - Laflar bana boş geliyor. Çünkü yalan dolan dolu olabilirler. Bakış ve dokunmaksa çok kıymetli. Bütün samimiyet temasta.
    - Mahur kendinden 20 yaş küçük bir kıza aşık. Aşkta yaş farkı ne kadar etkili?
    - Ben doğru insana inanırım. Gerisi boş konuşmalar.



    SEPETİMİ DOLDURDUM

    - Oyuncu, şarkıcı, yönetmen, senaryo yazarı… Hangisi sizin için öncelikli?
    - Şarkıcılıkta usta, diğerlerinde stajyer diyebilirsiniz. Bir sanatçının belli bir yıl kotasından sonra önüne unvan konmasına da karşıyım. Sanatçı her şeyi üretebilen kişidir.
    - Oyunculuğunuza hâlâ burun kıvıranlar oluyor. Bu durum sinirinizi bozuyor mu?
    - Tabii, ruhum hassas olduğu için etkileniyorum. Bir önyargılar ülkesiyiz. Bunu kimse kıramıyor, benim kırmamı beklemeyin. Böyle geldi böyle gidiyor. Razı olmaktan başka bir çarem yok.
    - Yönetmenlik mi oyunculuk mu kalbinizi daha hızlı çarptırıyor?
    - Yönetmen bir filmde karakteri var eden kişi. Bu yüzden bana daha etkileyici geliyor.
    - Taşradan Avrupa’ya bir başarı öykünüz var. Bu şöhreti ve hayat farkını nasıl sindirdiniz?
    - Hayat kaç notadan oluşuyorsa hepsinde bulundum. Taşrada doğdum, yoksulluğu çektim, varoşlarda yaşadım, şehir hayatına geçtim, Avrupa’yı gördüm. Gittiğim her yeri kültürüyle kavramaya çalıştım. Bütün bunlar sepetimi doldurdu. Küçük şeylerle mutlu olmayı bırakmayıp aynı zamanda büyük düşünebildiğiniz zaman hiçbir şey sizi etkilemiyor. Vaat edilen hiçbir şey, gözümü boyayıp yoldan çıkartamaz beni.
    - Bu sezon ‘Bir Zamanlar Osmanlı Kıyam’ dizisine başlıyorsunuz. Bıyıkları, dizi için mi bıraktınız? Çorba içerken falan zor oluyor mu?
    - Bu dizi için bıyık bıraktım. Ama çorba içemeyecek kadar kirli bir bıyık değil. Yine de tam alışamadım. Sanki ağzımda bir şey var, silersem gidecek gibi hissediyorum.

    Tweet yazmayacağım

    Geçen bayram hayvan barınağına gittim. Oradaki hayvanların ilgiye ihtiyacı olduğu için bir kare fotoğrafı Twitter’da paylaştım. “Barınağa gidiyor, ailesini ziyaret etmiyor” dediler. Ailemi ziyaret etmediğimi nereden biliyorsunuz? Benim 24 saat boyunca o fotoğraf karesinin içinde durduğumu zannetmeleri aptalca. Bundan sonra da çok fazla tweet yazmayacağım zaten.

    Hayat anlamsızlaşıyor

    YEŞİM USTAOĞLU/ YÖNETMEN

    Hayat giderek daha bir anlamsız, boşluk duygusu daha bir kıvamlı. Artık eskiden bildiğimizi sandığımız, bir o kadar merak edip öğrenmeye çalıştığımız bir dünyada yaşamıyoruz. Zaman bildiğimiz gibi akmıyor. Her şey bazen baş döndürücü bir hızda olup bitiyor ki, ne olup bittiğini kavrayamadan başka bir serüvenin peşinden koşuyoruz. Bu hayat algısı senaryomu yazarken bende arafta kalma halini çağrıştırdı. Ne cennet ne de cehennem;ufuksuzluk içinde bir bekleme yeri ve bir bekleyiş hikayesi ‘Araf’...
     
  10. moonlight89 said:

    Default

    Yeşim Ustaoğlu’nun son filmi ‘Araf’ 21 Eylül’de vizyona giriyor ama öncesinde ‘Venedik Film Festivali’ne gitti. Otobüslerin dinlenme tesislerinde çalışan iki gençle, bir kamyon şoförünün hikayesinin anlatıldığı filmde kamyon şoförünü Özcan Deniz canlandırıyor. Rolü için kilo alıp sigara içmeye başlayan Özcan Deniz ile bu değişimi konuştuk.........Yeşim Ustaoğlu's last film 'Araf' starts to run on 21st September but first,she went to Venice Film Festival.In the film that tells the story of two youngs who work in a truck service area,the trucker is Özcan Deniz.We talked about the change Özcan Deniz made by gainin weight and startin to smoke for his part.


    - Yeşim Ustaoğlu ile yollarınız nasıl kesişti?....how did your paths cross with Yeşim Ustaoğlu?
    - Beni farklı bir bakış açısıyla seyirciye sunup zorlayacak, farklı yönlerimi ortaya çıkaracak bir yönetmenle çalışıp, bu tarz bir dil kullanacak bir filmin içinde olmayı çok istiyordum. Tam öyle bir dönemde senaryo geldi. Okur okumaz görüştük ve çekimlere başladık........I've always wanted to be included in a film that will use such kind of language and to work with a producer who will introduce me in a different aspect and overstep and will discover my different aspects.At that very time,the scenario met.right after reading,we got together and began to shoot.


    - Kamyon şoförünü canlandırdığınız rolünüz için nasıl bir hazırlık yaptınız?....how did you get prepared for the trucker part?
    - Her şeyime dikkat eden bir adamken kendimi saldım. Altı ay kuaföre gitmedim, sakal bıraktım. Ve hatta sigaraya başladım. Ama günde en fazla yarım paket içiyorum. 21 yıldır bu piyasadayım kendimi en fazla bu işte kirlettim. Başka kötü alışkanlığım yok; bunu da bırakacağım.......while I was that meticulous,I let it loose.I never went to the barber for 6 months and grew a beard.what's more I started to smoke.but I smoke a half of cartoon cigarette a day most.I've been in sight for 21 years.I wore myself out at this job most.I have no other bad habit,gonna stop this too.


    - Şoförlerle çalıştınız mı?....did you work with drivers?
    - Tabii Yeşim’le birlikte şoförlerle görüşmeye gittik. Hepsinin elinde tespih, çay ve sigara vardı. Vücut dillerine çalıştım. Örneğin kamyondan indiklerinde sırtlarını düzeltiyorlardı. Bir de genellikle göbekliler. Bu yüzden bol bol un helvası yedim.....Sure,with yeşim,we went to see drivers.all of them have prayer beads,tea and cigarette in their hands.I worked on their body language.for instance,they were unbendin after they got out of their trucks.plus,they were bellied.That's why I ate semolina dessert too much.


    - Mahur karakteri neredeyse hiç konuşmuyor. “Yakışıklı adam baksa yeter” mi diyorlar?.....Mahur(the trucker) hardly speaks.Or they say '' a handsome look will do'' ?
    - Sinema pirüpak güzellik yerine karizmayı daha çok seviyor. Çirkinlik sinemada daha kıymetli........The cinema prefers charisma rather than a pure beauty.Ugliness is more precious


    - Hiç konuşmayan bu adam aşkı ve cinselliği nasıl yaşıyor?...how does this speechless man feel love and sexuality?
    - Kamyon şoförlerinin cinsel hayatları, insan ilişkileri yollarda geçiyor. Her şeyleri daha bir ağır kanlı. Bu adamın aşkı da biraz ihtiyaçtan doğuyor.....the truckers have their sex lives and their relations on the roads.their everything is slower so this man's love appears when necessary


    - Özelinizde de aşkı filmdeki gibi bakarak mı anlatırsınız?.......in your private,would you express your love with your glances just like in the film
    - Laflar bana boş geliyor. Çünkü yalan dolan dolu olabilirler. Bakış ve dokunmaksa çok kıymetli. Bütün samimiyet temasta......words are nothing to me cos they may be pack of lies.as for glances and touchs,they are more precious.the touch has all the truth.

    - Mahur kendinden 20 yaş küçük bir kıza aşık. Aşkta yaş farkı ne kadar etkili?...Mahur is in love with a girl who is 20 ages younger than him.about love,how effective is the gap between ages?
    - Ben doğru insana inanırım. Gerisi boş konuşmalar....I believe the sincere person.the rest is bullsh.t



    SEPETİMİ DOLDURDUM....I filled my basket(means experienced a lot)

    - Oyuncu, şarkıcı, yönetmen, senaryo yazarı… Hangisi sizin için öncelikli?......Actor,singer,producer,scenarist... which of them is of top priority for you?
    - Şarkıcılıkta usta, diğerlerinde stajyer diyebilirsiniz. Bir sanatçının belli bir yıl kotasından sonra önüne unvan konmasına da karşıyım. Sanatçı her şeyi üretebilen kişidir......you can call 'master in singin,trainee of others'.I'm also opposed to that people put a title to the beginnin of a singer's name following his couple of experience.

    - Oyunculuğunuza hâlâ burun kıvıranlar oluyor. Bu durum sinirinizi bozuyor mu?....there are still some who sniff at your acting.this irritates you?
    - Tabii, ruhum hassas olduğu için etkileniyorum. Bir önyargılar ülkesiyiz. Bunu kimse kıramıyor, benim kırmamı beklemeyin. Böyle geldi böyle gidiyor. Razı olmaktan başka bir çarem yok.....of course,I feel touched as I'm touchy inside.we are the bias country.nobody can go beyond this,don't expect me to do that.It's always been this way and it always will be.I have nothing to do but just accept

    - Yönetmenlik mi oyunculuk mu kalbinizi daha hızlı çarptırıyor?....what freaks you most,acting or directing?
    - Yönetmen bir filmde karakteri var eden kişi. Bu yüzden bana daha etkileyici geliyor....producer is the one who makes a character alive in a film.that's why it attracts me more

    - Taşradan Avrupa’ya bir başarı öykünüz var. Bu şöhreti ve hayat farkını nasıl sindirdiniz?.....you have a success beginnin in country then strecthing to Europe.how did you give in this fame and life gap?
    - Hayat kaç notadan oluşuyorsa hepsinde bulundum. Taşrada doğdum, yoksulluğu çektim, varoşlarda yaşadım, şehir hayatına geçtim, Avrupa’yı gördüm. Gittiğim her yeri kültürüyle kavramaya çalıştım. Bütün bunlar sepetimi doldurdu. Küçük şeylerle mutlu olmayı bırakmayıp aynı zamanda büyük düşünebildiğiniz zaman hiçbir şey sizi etkilemiyor. Vaat edilen hiçbir şey, gözümü boyayıp yoldan çıkartamaz beni....whatever life brought,I got them all.I was born in country,suffered from misery,lived in outskirts,then had the city life,saw Europe.I tried to accept all the cultures everywhere I went.All of these things filled my basket.when you think big not stoppin to be thankful for small mercies,nothing can influence you.nothing promised can mislead and deceive me

    - Bu sezon ‘Bir Zamanlar Osmanlı Kıyam’ dizisine başlıyorsunuz. Bıyıkları, dizi için mi bıraktınız? Çorba içerken falan zor oluyor mu?.......this season,you're goin for 'Bir Zamanlar Osmanlı Kıyam'(Ottoman revolt once upon a time).did you grow the beard for that?
    - Bu dizi için bıyık bıraktım. Ama çorba içemeyecek kadar kirli bir bıyık değil. Yine de tam alışamadım. Sanki ağzımda bir şey var, silersem gidecek gibi hissediyorum.....I did for this serial.but not that ugly beard impossible to drink soup.couldn't get used to that either.it's like I have something in my mouth.if I wipe,I feel just like it'll disappear

    Tweet yazmayacağım...I'm not gonna tweet

    Geçen bayram hayvan barınağına gittim. Oradaki hayvanların ilgiye ihtiyacı olduğu için bir kare fotoğrafı Twitter’da paylaştım. “Barınağa gidiyor, ailesini ziyaret etmiyor” dediler. Ailemi ziyaret etmediğimi nereden biliyorsunuz? Benim 24 saat boyunca o fotoğraf karesinin içinde durduğumu zannetmeleri aptalca. Bundan sonra da çok fazla tweet yazmayacağım zaten...last eid,I went to a vivarium.I shared only one photo on twitter as those animals really need care.they said 'he goes to vivarums but not visits his family'.how do you know I don't visit them?it's silly when they think I'm a part of that photo all the time.from now on,I'm not gonna tweet that much.

    Hayat anlamsızlaşıyor...life is getting pointless

    YEŞİM USTAOĞLU/ YÖNETMEN....Yeşim Ustaoğlu/the producer

    Hayat giderek daha bir anlamsız, boşluk duygusu daha bir kıvamlı. Artık eskiden bildiğimizi sandığımız, bir o kadar merak edip öğrenmeye çalıştığımız bir dünyada yaşamıyoruz. Zaman bildiğimiz gibi akmıyor. Her şey bazen baş döndürücü bir hızda olup bitiyor ki, ne olup bittiğini kavrayamadan başka bir serüvenin peşinden koşuyoruz. Bu hayat algısı senaryomu yazarken bende arafta kalma halini çağrıştırdı. Ne cennet ne de cehennem;ufuksuzluk içinde bir bekleme yeri ve bir bekleyiş hikayesi ‘Araf’...life is gettin more and more pointless,the feeling of goin under is of the right consistency.we don't live in that world we supposed we knew it and tried to learn it curiously.time is not flowin that way we're used to.everything happens in so dizzily fast that we run after a new adventure before we understand wht's goin on.this point of view associated the state when I'm somewhere in between while scripting.'Araf' is the story of longin and a place of waitin hopelessly neither Heaven nor Gehenna...
    Al Aleb Ghaleb
     
  11. Mala Masal said:

    Default

    Thanks a lot for the translation moonlight89
     
  12. Mala Masal said:

    Default

    Hello moonlight89
    Could you translate this article-or at least tell me what is says...it's about movie Araf-Somewhere in between...thanks


    Hayvan Hakları Yasası tartışması

    Araf filminin sarsıcı gerçekçiliği

    Tuba Ünsal

    Sinemaya gitmeye karar veriyoruz. Şarapları devirip şen şakrak ayrıldığımız mahalle kafesinden iki adım ötedeki sinemaya giriyoruz ve Araf filmini, hakkında pek de bir şey bilmeden seçiyoruz. Karanlık sahneler, sessiz beklemeler uzunca sekanslardan sonra bir anda ne sinema kalıyor ne de oturduğumuz yarı rahat sinema koltukları. Artık Karabük’te kışın ortasında burnumuz donarak bazen otobüs dinlenme tesislerinde bazen de izbe bir mahallede evdeyiz. Filmin içine o denli giriyoruz ki yazın bittiği o sonbahar gecesinde, üzerimize filmin geçtiği sert kışın titremesi geliyor. Filmin yönetmeni Yeşim Ustaoğlu ile seneler önce NTV’de sinema programı yaparken bir söyleşi vesilesiyle tanışmıştım. Uzak duran, soğuk bir karakterdi, ne konuştuğumuzu bile hatırlamıyorum aklımda kalan sadece alanına giremediğim o mesafeli tavrıydı. Ustaoğlu’nun filmi perdeden akıp giderken ben yer yer gözlerimi kapatıyorum ekrana bakamıyorum yer yer de gözlerimden sicim gibi akan yaşları siliyorum. Kendi doğum sürecim ve yalnızlığım aklıma geldikçe daha bir kötü oluyorum. Film sıradan insanların sıradan hikayesini anlatıyor, ama bize o kadar yakın ki o sıradanlık, belki iki sokak ötemizde o ötekiler. İncecik bir çizgiyle ‘bizden’ ayrılanların dramatik ve izlenesi hikayesi... Filmde oynaması anlamsızca eleştirilen, kamyoncu rolündeki Özcan Deniz, birkaç sahne sonunda hayatına dair hiçbir şey bilmediğimiz Mahur oluveriyor. Şaşkınlıkla hakkında ‘’E filmde de pek konuşmuyor iki laf ediverseydi...’’ türünden lakırtıları ve eleştirilerin en insafsız halini izliyorum şu günlerde. Sanki oyunculuk filmde sadece konuşmakla ve söylediğiniz o cümlelerin sayısıyla değerlendiriliyor. Filmdeki sevişme sahnesi tene dair hiçbir renk bile görmeden bu kadar estetik biçimde nasıl sunulur görüyorsunuz. Bütün oyuncular ayrı bir yazı konusu olacak başarıyla performans sergiliyor. Barış Hacıhan, Olgun rolüyle şahaneler yaratırken Nihal Yalçın hem komedi hem dramda bu kadar eşit derecede başarılı olabilen nadir isimlerden biri olarak hafızalara kazınıyor. Araf bittiğinde uzunca bir süre koltuğumuzdan sökülüp ayrılamıyoruz hatta filmin en son teşekkür bölümünde Acun Ilıcalı’nın adını görebilecek kadar uzunca bir süre... Cümle kurmaya başlamamız bayağı bir zaman alıyor, çok etkileniyoruz ve saygıyla sessiz sakin yönetmen Yeşim Ustaoğlu’nun böylesine başarılı bir film yaparak sahne aralarında kendini tanıtan, kendini ifade eden karakterinin önünde eğiliyoruz.
    Neslihan Atagül...
    Zehra karakterinin içine bu denli başarıyla girmiş Neslihan Atagül’ün umut vadetmesi yıllar öncesi olmuş bitmiş. Artık çoğu oyuncunun izlemesi gereken ve örnek teşkil eden performansıyla Altın Koza Film Festivali’nde umut veren kadın oyuncudan ziyade yılın en başarılı kadın oyuncusu ödülünü hak etmesi gerekiyordu. Maalesef kalıplardan çıkamayan, yaşa takılı kalan zihniyetin gözünde o hâlâ bir talebe ama benim
    gözümde atı almış Üsküdar’ı çoktan geçmiş bile...

    Hayvan Hakları Yasası üzerine

    Korkunç bir yasayla karşı karşıyayız. Kendini koruyamayan, ifade edemeyen hayvanların sadece “sokak hayvanları’’ olarak da sınırlandırılmıyor, uyutulup yaşam haklarının ellerinden alınması söz konusu. Sahipli hayvanları da etkileyecek bu yasaya hayvan severlerden yoğun tepki var. Sokak hayvanlarının kısırlaştırılması yerine toplatılıp uyutulması, kalbinde ufacık merhamet olan hiçbir bireyin kabul edebileceği bir şey değildir. Yapılması gereken bu hayvanların uyutularak yaşamlarına son verilmesi değil kısırlaştırma işlemlerini düzgünce yapıp iyi şartlarda barınmalarına imkan vermektir. Bugün saat
    14.00’te Galatasaray Lisesi önünde buluşup bu yasaya HAYIR diyoruz. Bizim sesimize ihtiyacı olan bu zavallı hayvanların sessiz çığlığını ben duyabiliyorum, ya siz?

    Filmekimi

    Kış geldi depresyon mevsimine girmiş bulunmaktayız. Artık sinemelarda sosyalleşme zamanı. Artık eskisi gibi yok ben görmedim, yok ben duymadım demek de yok, maşallah bütün filmler Cannes’dan çıktığı gibi kanlı canlı sinemalarımızda. Festivaller de cabası. Filmekimi yakında başlıyor, festival sırasında beni görme olasılığınız olan filmlerden bazıları şunlar;
    l Aşk-Michael Heneke
    l Meleklerin Payı
    Ken Loach
    l Acı-Kim Ki-duk
    l Kapı-Istvan Szabo
    l Ai Weiwei-Alison Klayman
    l Onur Savaşı-Thomas
    Vinterberg