Bir zamanlar kurumluyduk kardeşim,
çünkü hiç bir güvencimiz yoktu.
Büyük laflar ederdik
süslerdik dizelerin kollarını altın sırmalarla
bir uzun sorguç dalgalanırdı şarkımızın alnında
gürültü ederdik - korkardık, işte bu yüzden gürültü ederdik
korkumuzu sesimizle kaplardık
topuklarımızı kaldırıma çalardık
uzun adımlar, çalımla,
insanların pencereden izlediği
ve kimsenin alkışlamadığı
içi boş topların geçiti gibi geçerdik.
davulların içinde ölüler sabahlardı
aşkolsun anlayana
belki borular uyum sağlıyorlardı adımlara
ama yüreğe uyum sağlamaktan uzaktılar. Biz uyumu arıyorduk.
sonra hiç kimse tek sözcük anımsamıyordu,
-------anımsamıyordu bir tek söz ya da ses.
Akşam ışıklar sönüp rüzgâr sokaklarda kâğıt bayrakları sürüklerken
ve dururken kapının önünde silindirin ağır gölgesi
uyumuyorduk bizler
serpilmiş sesini topluyorduk sokakların
serpilmiş adımları topluyorduk
uyumu buluyorduk, yüreği, bayrağı.